İlk önce TGC’den aldığın ödülden bahsedebilir misin biraz? Hangi calışman ödüle layık görüldü, nasıl öğrendin?
BirGün Gazetesi”nde birkaç kez forum formatında köşe yazısı yazmıştım. Bunlardan birisi de, o hafta bir polisin silahını alıp saklanan Fenerbahçe amigosu Rambo Okan ile ilgiliydi. “Sadece Bir Deli” başlıklı yazımı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 2010 yılı spor köşe yazısı “Övgü Ödülü” vererek ödüllendirdi.
Ödülü kazandığımı da, ilginçtir ki bir arkadaşımı Gazeteciler Cemiyeti”nin binasının önünde beklerken BirGün Gazetesi spor editörünü telefonla muhabbet etmek için aradığımda öğrendim, çok şaşırdım zira bilhassa o dönemde “Yazıyorum da ne oluyor?” tarzında bazı kişisel sorgulamalara girmiştim kendi içimde… Kimse için yazdıklarımın bir önem taşımadığını düşünüyor ve yazma konusunu ciddi ciddi uzun bir süre rafa kaldırmayı planlıyordum… Üstüne böyle bir ödül alınca kafamdaki soru işaretleri şimdilik yok oldu ve şevk kazandım.
Bir gazeteye ilk olarak nasıl başladın? İlk tecrübeni anlatır misin?
2006 yılında Zonguldak”ta yaşadığım dönemde bir okul gazetesi çıkarmaya çalışıyorduk, ilk röportajımı da o gazete vesilesiyle yapmıştım hatta, fakat matbaayla ilgili bazı sorunlar yaşadık ve emeklerimiz çöpe gitti. Bir dostumla -sadece iki kişi çalışarak- gecemizi gündüzümüze katıp yaşadığımız bu hayal kırıklığı tarif edilemezdi. Ancak o matbaaya geliş gidişlerimizde tanıştığım bir gazeteci ağabeyim sağolsun kendi çalıştığı yerel gazetede benim iki spor yazımı yayınladı… Bu olay beni çok mutlu etmişti; bir gazeteyi açınca kenarında adımın yazılı olduğu bir köşe! Zaten yedi yaşımdan beri bir şeyler karalayan birisiydim, kısa öykü olsun kompozisyon yarışmalarında dereceler olsun bazı çalışmalarım vardı ancak gazete olayı… Tarif edilemez cidden… Ancak hiçbir zaman bir gazetenin kadrolu çalışanı olamadım, hala içimde bir uktedir.
Bir yandan röportajlara gidiyorsun, önemli bir mesai. Okulla birlikte nasıl gidiyor?
Röportajları, Metal Fırtına yazarı Orkun Uçar ile yaptığım röportajdan beri aksatmadan güncellemeye çalışıyorum. Mesaiyi sadece soru hazırlama ve editoryal düzenleme evresinde harcıyorum zira şimdiye kadar sadece iki röportajı yüz yüze yapabildim. Diğerleri için ya mekanlar ve şehirler uyuşmadı ya da zamanlamalar. Yine de dile kolay farklı branşlardan 23 kişiyle röportaj yapmışım… Dediğim gibi, yüz yüze yapamadığım için okulu pek etkilediği söylenemez…
Blog yasağı üzerine gidiyorsun su aralar. Bir üniversite öğrencisi olarak neler düşünüyorsun ve neler yapıyorsun? Biraz anlatır mısın?
Blog yasağına karşı, sosyal hareketin adı olan “Bloguma Dokunma” ismiyle BirGün Gazetesi”nde her cumartesi spor bloglarını derlediğim bir köşe hazırlamaya başladım. Bir ayı geçtik bu çalışma sürecinde, halen bloglarla ilgili sıkıntıların devam etmesi açıkcası beni bile yıldırma aşamasına getirdi zaman zaman. DNS ayarını değiştirmemekte inat ettiğim süreçte bloglara girememek beni özgür olduğumuzun iddia edildiği bir ülkenin vatandaşı olarak çok üzdü. Öğrenci olmamdan öte, özgür düşünce yanlısı bir birey olarak bu yasak sürecinde yıprandım. Yıpranan ve üzülen nice insanları gördükçe de üzüldüm… Blog yasağı kalksa da, köşenin adı bu utancı her daim hatırlatmak için -ve tekrar yasağın gelmeyeceğinden emin olamadığımız için- “Bloguma Dokunma” olarak kalmaya devam edecek…
Bölümünle alakalı gelecek planların var mi?
Bölümle ilgili bazı sıkıntılar yaşadığımı itiraf etmeliyim. Beni en çok üzen şeylerden birisi okulda belli bir seviyede muhabbetim olan arkadaşlarım da dahil çoğunun bazı başarılarımda veya yaşadığım sevinçlerde beni umursamamasıdır. Çok basit bir örnekle, ben birkaç ay önce Sky Türk”te “Blogspor” programına konuk oldum. Gerek o programdan sonra gerekse Gazeteciler Cemiyeti”nin ödülünden sonra bölümden hiçbir arkadaşım bireysel olarak beni tebrik etmedi. Birkaç istisnayı atlıyorum, çok samimi olduğum iki üç dostum hariç kimsenin bu başarılarla ilgilenmediğini görmek mühendislik mesleğinden beni çok soğuttu. İyi bir mühendis olup kötü bir sosyal çevrem olmasındansa, iyi bir gazeteci – yazar olup iyi bir sosyal çevreye sahip olmayı tercih ettiğimi fark ettim.
Hedeflerini anlatır mısın?
Geleceğe dair çok planım var, yürütmeye çalıştığım bazı sosyal yardım projelerimin yanı sıra bitmiş olan romanımla ve halen yazmayı sürdürdüğüm iki romanımla ilgili planlarımın yanı sıra televizyon ve radyo programlarında ve düzenli köşe yazısı yazabileceğim bir gazetede aktif yer almak hayallerimden sadece bir kısmı… ALS İçin Futbol Yazalım projesinde Anadolu takımı tutan bloggerlardan takımlarına dair hislerini ifade ettikleri yazıları topluyorum, geliri ALSMNH derneğine bağışlanacak bir kitap çıkartacağım… Bir de sponsor aradığım işitme engellilerle ilgili dünya çapında bir kitap projem var. Als kitabında 20”ye yakın yazı var, 25”i bulunca bir yayıneviyle görüşeceğim… Bir dönem iyi reaksiyon almışsam da şu an ilgi azalmış durumda, ben de şahsi projelerim nedeniyle üzerine eğilemedim ama en yakın zamanda dört koldan sarılmayı planlıyorum bu projeye…
Röportaj: Canberk Beygova
İşte Genç | 18 Nisan 2011