Alper Kaya, henüz 24 yaşında. İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği üç ve Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim bölümü son sınıf öğrencisi. Bu hafta üçüncü kitabı çıkan Alper’in ampute futboluyla ilgili bir yazısı ise 2010’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından “övgüye değer” bulundu. Alper’in ikinci kitabı Valiz’i okurken arka plandaki müzikleri dinlemek de mümkün.
Alper, hayata biraz hızlı başlayanlardan. Okumayı beş yaşında, yazmayı da altı yaşında okula gitmeden öğrenmeyi başardı. Bir süre sonra da hayalindekileri kağıda dökmeye başladı. Edebi eserlerin yanı sıra köşe yazıları da yazdı. Ampute Futbolu ile ilgili yazdığı ve Bir Gün Spor Editörü Kemal Ilıkkan’a yolladığı yazı gazetede yayınlandı. Daha sonra yazıları sürdü. 2010 yılında yazdığı “Sadece Bir Deli” başlıklı yazısı ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden “Yılın Spor Köşe Yazısı Övgü Ödülü” aldı.
“Yazıyla bütünleştirebileceğim her şeyi seviyorum. Henüz 10 yaşındayken sinemada film izlediğimde kafamdan o an izlediğim sahneleri senaryo diliyle ifade etmeye çalışıyordum” diyen Alper Kaya, 2011 yılında ilk romanı “08.00”i yayınladı. Roman, dört saatlik bir zaman diliminde bir barda yaşanan tanışma hikâyesini anlatıyor. Farklı amaçlarla o gece bara gelen beş kişi ve barmen, Rus ruleti oynayarak birbirlerini tanımaya çalışıyorlar.
KOMİSER TAHSİN RAFLARDA
Bunlarla da bitmiyor Alper’in yaptıkları. 2012 yılında Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkan “Tuhaf Alışkanlıklar Kitabı”nda ve 2014 yılında Aylak Adam Yayınları’ndan çıkan “Öyküden Çıktım Yola” karma kitaplarında da birer öyküsü var.

Kitaplarını yayınladıktan sonra olumlu ve olumsuz tepkiler aldığını anlatan Alper, “Genel olarak tepkiler olumluydu. Kurgulara dair ciddi ve değer verilecek eleştirileri hep bir kenara not aldım. Azınlık mı çoğunluk mu bilmiyorum ama bir kısım ahbabımın da bu konuda ‘Yazsan ne olacak ki?’ veya ‘Nereye kadar yazabileceksin?’ görüşüne sahip olduğunu biliyorum. Onlar gibi ben de merak etmiyor değilim aslında, daha ne kadar yazabilirim?” diyor.
Kapısına kanıp geldim
Alper’in yazarlığa ilgisinin yanında neden Jeoloji okuduğuna dair cevabı şöyle: “Benim üniversiteye girdiğim dönemde internette bir geyik dönüyordu: ‘Kapısına kanıp İstanbul Üniversitesi’ne gelenler ve Avcılar Kampüsü ile tanışanlar’. Ben de tam olarak bu gruba dahil oluyorum sanırım. Mühendislik veya jeolojiden daha ziyade özgeçmişimde İstanbul Üniversitesi’nin iyi görüneceğini düşünerek bu bölümü tercih ettim.”
Hayali çizgi roman
Şu ana kadar yazarlık üzerine yapmak istediği birçok hayalini gerçekleştiren Alper’in tek gerçekleştiremediği hayali ise bir hikâyesinin çizgi romana çevrilmesi. Hem maddi imkansızlıklar hem de çizer bulamaması nedeniyle henüz bu hayali rafa kalksa da birgün tekrar üzerine çalışmayı planlıyor. Ayrıca, uzun metraj bir film çekmek ve kitaplarının yabancı dile çevrilmesi de gerçekleşmesini beklediği hayalleri arasında.