Ankaragücü 100 yıllık ender Anadolu kulüplerinden. Laci – sarısıyla tüm Ankara’yı kapsayan bir takım. Diğer Ankara kulüplerinin çıtası bir nevi…
*
Melih Gökçek ise, 20 yıla yakın süredir Ankara’ya çöreklenen bir siyasetçi. Keçiören gibi bir yerden yükselip Ankara hükümdarı olmuş bir isim. Ankaraspor’un kurucusu. Tabii bunu da Ankara futbolu için yapmıyor; Ankaragücü’yle yarışmak, O’nu ekarte etmek ve yeni bir Ankaragücü ekolü yaratmak için bir “yenilmez armada” oluşturmak için yapıyor.
*
İlk hedefi; en hızlı lig atlayan takım olmak.
Olamıyor.
İkinci hedefi; Süper Lig’de ilk üçe girmek.
Giremiyor.
Üçüncü hedefi ise Ankaragücü’nü ele geçirmek.
Geçiriyor.
Hem de planlı, programlı girişimlerle… Önce oyuncu ve stat göz boyamalarıyla her maçta kendisine ana avrat söven taraftarı yanına çekiyor.
Sonra bir takım girişimlerle zaten beğenilmeyen Cemal Aydın – nam-ı diğer CAYDIN – Başkan’ı görev dışı bırakıyor…
Ancak Cengiz Topel Yıldırım’ın seçilmesine engel olamıyor…
Sonra başa dönüyor; yıldırma ve bıktırma politikasına…
Önce onbeş yıl önceki borçlar ortaya çıkıyor…
Yeni başkan caymıyor! Hepsini halletmeye çalışıyor…
100 yıllık Ankaragücü’nün otobüsü zaptediliyor!
Başkan caymıyor!
100 yılın transferini – Darius Vassell – Ankaragücü’ne getiriyor…
Bu sefer Gökçek caymıyor!
Caydın’ı da ikna etmiş olmanın gücüyle, Ankaragücü’ne saldırıyor!
Ne koparsa kar!
Ve, taş olsa çatlar diyebileceğimiz durumda Cengiz Topel Yıldırım güçten düşüyor…
Melih Gökçek’in oğlunun başkanlığına razı oluyor…
*
Üst ligdeki üç başkent takımının ikisinin sahipliğine Gökçek hanedanlığı kuruluyor böylece… Özerk bölge; Gençlerbirliği!
Onu da ele geçirebilir mi dersiniz?
Yok artık, demeyin!
Gökçek bu, olur mu olur!
“Şampiyonu olmayan tek başkent Ankara, bu büyük bir utanç” veczinin sahibi Melih Gökçek, dilerim ki sezon sonunda üç takımının ikisi küme düşen tek il ünvanının da utancını yaşamaz…
Ofansif | Haziran 2009