Sporun rantla, rantın siyasetle, hal böyleyken de siyasetin sporla iç içe girdiği yıllar tam olarak nerede başlar, günü gelince biter mi; bu soruları cevaplamak çok zor. Neticede, ‘devlet eliyle şike’ dendiğinde 1900’lü yılların başından dahi karşılık bulabildiğimiz topraklarda yaşıyoruz. Her ne kadar Herakleitos vakt-i zamanında aynı nehirde iki kez yıkanamayacağını buyurmuşsa da; Ordu’nun derelerinin tersten akabileceğini öngören ülkemiz tabii ki ünlü filozofu da defalarca yalancı çıkaracaktır. 1900’lü yıllarla, Herakleitos ile söze girince fi tarihine uzanacağım hissine kapılmış olanlar müsterih olabilir: Sadece birkaç gün önceye gideceğim. Söz, hemen gideceğim ama önce birkaç yıl geriye sarmakta fayda var.
‘NASIL DÜZELTTİN BOZUK EKONOMİYİ…’
Eskişehirspor, genel seçimler arifesinde şampiyonluğa oynuyor. İktidarın “Kemal Abi”si de Eskişehir’den milletvekili adayı yapılmış durumda. Sporun diğer adı oy kapısı; el mahkum Kemal Abi de takıyor boynuna EsEs atkısını… “Şampiyon olursanız, size Ronaldinho’yu getireceğim!” diye bağırıyor stadyumda. Eskişehirspor şampiyon oluyor, Kemal Unakıtan meclisteki kadrosunu sağlama alıyor. Bir problem var: Ronaldinho biraz pahalı. 2. Lig’de futbolu bırakmak üzere olan Sergen ise ucuz olsa gerek; Eskişehirspor’a ‘hediye ediliyor’. Ronaldinho’nun kendisi gelmiyor belki ama tezahüratı yadigar kalıyor: Nasıl düzelttin bozuk ekonomiyi, nasıl getirdin bize Sergen’i / Kemal Abi bize kıyak yapsana, Ronaldinho’yu da alsana
‘ÖYLE YA DA BÖYLE ŞAMPİYON’
Hemen hemen aynı yıllarda ilerleyelim biraz daha. Bu kez Mersin’de duralım. Mersin İdman Yurdu, flaş sayılabilecek iki transfer yapıyor: Altan Aksoy ve Zafer Biryol. Yapıyor yapmasına ama bu işte bir gariplik var. İmza töreni, dönemin bakanlarından Kürşat Tüzmen’in dış ticaret müsteşarlığındaki odasında yapılıyor! Bakanın ağzından çıkan “Öyle ya da böyle Mersin İdman Yurdu şampiyon olacak” sözlerine nazire yaparcasına, o sezon 1. Lig’e yükseliyor Mersin İdman Yurdu… Öyle mi yükseliyor, böyle mi? Orası da muamma…
‘ADANALILAR DA KUSURA BAKMAYACAK ARTIK…’
2012’de olaylı geçen Süper Lig’e yükselme maçında Adanaspor’u yenen Kasımpaşaspor, Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret edecekti maç sonrasında. Birkaç yıl sonra Körfez FK isimli bir oluşumun kurulmasını talimat ettiği iddia edilecek olan ağızdan bu kez iddiaya mahal bırakmayacak kadar net bir ses yükselecekti: “Adanalılar da artık kusura bakmayacak, Kasımpaşa bizim büyüdüğümüz yer…”
GENE SERGEN, GENE SİYASET
Birkaç yıl ileriye saracağız bu kez. Objektifimizde gene Sergen var ama bu kez teknik direktör olarak. Yanında da bir hanımefendi var. Eski Milletvekili, çiçeği burnunda Belediye Başkanı Fatma Şahin. Gaziantepspor – Elazığspor maçının devre arasında, akredite olmadığı için bulunmasının yasak olduğu bir koridorda yürüyor belediye başkanı. Nereye gidiyor dersiniz? Elazığspor kafilesinin iddiasına göre soyunma odasına gidiyor ve prim açıklıyor. Sergen’in iddiasına göre, maçın devre arasında kendisine hayırlı olsun demek için teknik direktör odasına geliyor Sayın Şahin. Bilinen bir şey var ki; ilk yarısı 1-1 biten maçın ikinci devresinde Elazığspor 3-1 geri düşüyor, üstüne bir de kırmızı kart görüyor ve üç puanı rakibe bırakıyor. Sezon sonunda ise üç puanlık farkla Antep’in bir basamak altında küme düşüyor Elazığspor.
ALTI ÜSTÜ SPONSORLUK
Bayram değil seyran değil, bu nostaljinin sebebi ne? Henüz altıncı hafta maçlarının oynanacağı haftada, 2. Lig Beyaz Grup’ta lider Keçiörengücü’nün üç puan gerisinde seyreyleyen BB Erzurumspor yöneticileri bir basın açıklaması yaptı. Bizzat kulüp başkanının, siyasilerden yeterince destek alamadıklarını iddia ederek basına servis ettiği “sponsor listesi”nin en tepesinde 500 bin TL’lik desteğiyle bir isim parlıyordu. Bu isim, bir şirket değil. Bir işveren de değil. Sponsorluk adı altında, belediyenin ismini taşıyan Erzurumspor’a 500 bin TL’lik destek veren isim AKP Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu. Herakleitos yanılmış olmalı. Bir nehir bu kadar yıkanmayla hâlâ kurumadıysa, ya yıkananlar nehirden çıkmıyor ya da suda var bir keramet!
Evrensel Gazetesi | 09 Ekim 2016