Başarısız Bir Bilimkurgu Polisiyesi: Alya

Başrol oyuncusu Jandae Perçem’in 2019 yılında foundfootage tarzında çektiği korku filmi “Entity Project”ten sonra kâğıt üzerindeki ikinci yönetmenlik deneyimi olan “Alya”nın oyuncu kadrosunda da 2019’daki film gibi Jandae Perçem başrollerde yer alıyor. Perçem’e şarkıcı Edis, Hande Ataizi, Gonca Vuslateri, Kubilay Karslıoğlu ve Beste Kökdemir gibi isimlerin eşlik ettiği filmin hikâyesi İbrahim Altun, müzikleri ise Yıldıray Gürgen imzası taşıyor. İbrahim Altun ismi, yerli polisiye sinemamız için çok da yabancı bir isim değil zira 2008 yılında sinemaya Abdullah Oğuz tarafından uyarlanan “Sıcak” filminin hem senaristi hem de uyarlandığı kitabın yazarıydı. Filmde de tabuttaki adam olarak bir cameo sahnesi bulunuyordu…

Fakat filmin ilk açıklanan ve set fotoğraflarında da görüldüğü üzere sette yer alan yönetmeni ise Can Evrenol. Ne hikmetse vizyona girerken yönetmenlik koltuğu da el değiştirivermiş. 

Tür Sineması Fırsatı Kaçarken…

“Hafızası silinen ve evlenmek üzere olan bir asker, yavaş yavaş geçmişini hatırlamaya başlar ve gerçek kimliği ortaya çıkar” şeklinde özetlenmiş olan konusu tahmin edebileceğiniz üzere Amerika’yı yeniden keşfetme gibi bir niyetle yola çıkılmadığını da özetliyor. Nitekim film güzel bir aksiyon sahnesiyle başlayınca ülkemizde görmeye pek de alışık olmadığımız bir akış hayal ediyorsunuz. Ancak aksiyon sahneleri maalesef ‘eser miktarda’ serpiştirildiği için en azından tür sinemasına hizmet edebileceğini söyleyebileceğimiz Alya, hikâyesinin de sığ sularda yüzmesinin tuzağına düşüyor. Kendisini tekrar eden repliklere, Gonca Vuslateri’nin oyunculuğu hariç başarısız dahi sayılabilecek vasat oyunculuklar da eşlik edince film içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.

Nostalji Bunun Neresinde?

Üstelik hafızası silinen Alya’nın film boyunca bir ajan gibi sunulmasına rağmen giriş sahnelerinde sanki kiralık katil gibi iş görmesi de karakter tasarımında da sorunlar yaşandığına delalet. Karakter tasarımında olduğu gibi mekânlarda da bir kafa karışıklığı söz konusu zira odasında gramofon bulunan bir psikiyatrın yönettiği akıl hastanesinde hastaların kolayca ulaşabileceği ecza dolaplarından tutun da psikiyatrın bindiği eski model arabalara kadar her yer vintage eşya ile dolu. Bu da sanki bir dönem hikâyesi çekilirken aralarda mekân boş kalınca Alya için çekim takvimi yazılmış gibi hissettiriyor. Üstelik nostaljik eşyalar filmin hikâyesine de katkıda bulunmadığı gibi izleyici açısından inandırıcılığı sekteye uğratıyor.

Bir Dizi mi, Yoksa…

Hepsinden de öte, aslında “Alya” bir sinema filmi değil; bir tv film serisi olarak tasarlanmış imajını taşıyor. Çünkü finalde herhangi bir son sunmadığı gibi hikâyenin bütününde pek çok açığa da sahip. Nitekim Hande Ataizi de 2020 yılında konuk olduğu bir YouTube kanalında oynadığı “Alya” dizisinin yakın zamanda bir dijital platformda yayınlanacağının müjdesini veriyor. 

Aradan geçen üç yıldan sonra, sekiz bölümlük bir dijital dizi olarak tasarlanmışken filme dönüştürülmesi beklenen etkiyi yapmıyor. Bilimkurgu dozu ise, 2021 yılında vizyona giren ve sinemalarda sadece 255 seyirciye ulaşabilen “Yan Etki”nin yanından dahi geçemeyecek kadar düşük tonda seyrediyor. Dolayısıyla ne aksiyona tam anlamıyla hizmet ediyor, ne bilimkurguya, ne de polisiyeye…

Evrensel Gazetesi | 18.11.2023